SİNCİK’İ KURTARMA ARAYIŞLARI

Son aylarda, Sincik Yatılı İlköğretim Bölge Okulu (YİBO) Müdürü Engin İlhan’ın geliştirerek gerçekleştirdiği projelerle sık sık gündeme gelen Sincik İlçemizin Avrupa Birliği’ne sırtını dayanarak eğitim-öğretim alanındaki yoksulluğunu yenme gayretleri oldukça dikkat çekici bir yöntem.

Eğitim-öğretim dahil bir çok konudaki çalışmaları “tasarruf” yapılması gerekçesiyle rafa kaldıran ve zaruri ihtiyaçları bile devletin imkanı dışında çözme arayışına yönelten hükümet anlayışları nedeniyle yıllardır yoksulluk yaşayan ve genç nüfusunun büyük çoğunluğunun başka şehirlere göç ettiği Sincik İlçemizde 23 bin nüfusun 20 binin yeşil kart aldığını bilmeyen kalmadı.

Çoğunluğu yeterli eğitimi almadığı için plan-proje üretmeyi bilmeyen yaşlı nüfusa karşın her biri gelecek umudu olan Sincikli çocuklarımız öğretmen Engin İlhan’ın takdire layık uğraşları sonucu gözünü Avrupa Birliği’nden gelecek fon ve diğer desteklere yöneltmiş beklemekte…

Peki Sincik’i kalkındırmak üzere umutla beklediğimiz Avrupa Birliği kaynakları umduğumuz kadar çıkmazsa veya hedeflendiği gibi kalkınmayı sağlamazsa n’olacak? Geçen yıldan bu yana ardı ardına gelen yeni proje haberleriyle umutlanan çocuklarımız büyüdüğünde “bizi Avrupa sahiplendi” diyerek Türkiye’ye karşı tavır takındığında n’olacak? Bu da bir ihtimal değil mi? Babası varken komşuları tarafından büyütülen çocukların babasına karşı içgüdüsel bir tavır takındığı bilinmektedir. Hadi bu ihtimali görmeyelim, yok sayalım; yine de Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu ilçemizdeki sorunları çözmeye gayret etmek ve harcanan gayretleri desteklemek gibi bir vazifesi yok mudur?

Bırakın her hangi bir siyasi kanada mensup olmayı derneklere bile uzak olan, sadece ve sadece bilgi ve becerisini Sincikli çocuklarla paylaşan ve bu şekilde insani görevini yerine getirme hazzı tadan YİBO Müdürü Engin İlhan olmasaydı ne olacaktı? Sincikli vatandaşlarımızın yitirdikleri umutlarını yeniden kim yeşertecekti? Bir kentin geleceği nasıl olur da sadece bir öğretmenin omuzlarına bırakılır? Birlilerinin çıkıp Engin İlhan’ın gayretlerine destek olup işin diğer ucundan tutması gerekmiyor mu? Ben korkuyorum ki, birçok girişken gencimiz gibi Engin İlhan’ı da birileri hedef yapsın ve başarısını engellesin…

Kaymakam Fatih Aksoy’un Engin İlhan’a verdiği manevi desteği görmüyor değilim, yani “Kaymakamlık Engin İlhan’ın yanında” diyerek işin içinden çıkmaya çalışılmasın. Çünkü bu gibi yazıların hemen ardından ilgili yetkililer hatta iktidara mensup siyasiler bile derhal ilgili mülki amiri arayarak “neler yaptınız, yapıyorsunuz” diye soruyor, ondan aldığı brifing raporunu da kendisi yapmışçasına kamuoyunun dikkatine sunuyor. Evet, biliyoruz, Sincik’te Sağlık Ocağı var, tarımsal konularda da ülke genelinde mevcut olan desteklemeler yapılıyor, hatta kömür bile dağıtılıyor… Ben başka şeylerden bahsediyorum. Sincik’i topyekun incelemekten, onun görülmemiş zenginliklerini keşfetmekten bahsediyorum. Olamaz mı yani, belki de orada öyle kıymetli bir şey vardır ki bırakın Sincik’i, ülkemizin bile en önemli kalkınma sebebi olabilir. Ben inanıyorum vardır, yeter ki aransın… her köşesi Cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz, en yoksul, en sarp, en ücra ilçelerimizden birisi olan Sincik’i her herhangi bir ülkenin tasarrufuna versek adamlar piyango çıkmış gibi sevinir, çünkü Sincik doğal bir Cennettir, onlar için Kaf dağı kadar kıymetli bir beldedir. Hadi elimizdeki bu Cennetin güzelliklerini öne çıkaralım, kendi imanlarımızla kalkınmanın yollarını arayalım.

 

YAZI-YORUM

MEHMET EMİN DANIŞ